Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

.

1 Mayıs 2004  Sayı: 121

“Başbakan’a hakaret” davası 14 Mayıs’ta

TTB Merkez Konseyi Başkanı Füsun Sayek ve II. Başkanı Metin Bakkalcı’nın, 5 Kasım eylemini görmezden gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “algılama kusuru” olduğuna yönelik sözleri nedeniyle yargılanacakları dava 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek.

Tıp Dünyası - ANKARA - Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Dr. Füsun Sayek ve II. Başkanı Dr. Metin Bakkalcı’nın, 5 Kasım eylemindeki geniş katılımı görmezden gelerek “Bunlar marjinaldir” diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “algılama kusuru” olduğuna yönelik sözleri nedeniyle yargılanacakları dava 14 Mayıs’ta görülmeye başlanacak.

5 Kasım’da tüm Türkiye çapında gerçekleştirilen, gerek hekimlerin ve sağlık çalışanlarının, gerekse halkın çok büyük katılımla desteklediği eylemin ardından, “Bunlar marjinal gruplardır. Bu eyleme katılanlar, hastaneden muayenehanesine hasta gönderen doktorlardır” sözlerini sarfeden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eylemi görmezden geldiği gerekçesiyle hekimlerin büyük tepkisini çekmişti. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Sayek ve II. Başkanı Bakkalcı, 6 Kasım’da eylemi değerlendirmek üzere gerçekleştirdikleri basın toplantısında, Başbakan’ın sözlerinin hekimler için hakaret içerdiğine ve hekimleri rencide ettiğine dikkat çekerek, böyle bir katılımı görmezden gelmenin ancak bir “algılama kusuru” varsa mümkün olabileceğini belirttiler.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “algılama kusuru” sözleriyle ilgili olarak, “görevden dolayı basın yoluyla hakaret” gerekçesiyle Sayek ve Bakkalcı hakkında 23 Şubat’ta dava açmıştı.

Oysa, uzmanların aktardıklarına göre, algılama, duyu organlarından gelen uyaranların kişinin yaşam deneyimi, geçmişteki benzer uyaranlarla ilgili bellek kayıtları çerçevesinden anlamlandırılması olarak tanımlanıyor. Algılamanın her zaman öznel bir yanı bulunuyor ve aynı uyaranı, farklı kişiler farklı anlamlandırabiliyorlar; yani algılayabiliyorlar. Bu bağlamda, “algılama sorunu”ndan söz edildiği zaman, kişinin duyu organlarına gelen uyaranın o kişinin toplumsal, kültürel, ideolojik, psikolojik vb. özellikleri çerçevesinde yanlış anlamlandırdığı kastediliyor.