e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Mart 2004  Sayı: 118

 

Dünyadan Haberler...Dünyadan Haberler...

ABD’de yerel yönetimler ilaçları Kanada’dan alıyor

İlaçların yüksek fiyatları, devlet denetimi sonucunda fiyatların ABD’den %20-80 daha ucuz olduğu Kanada’dan ithal etme girişimlerine yol açıyor.

Amerika İlaç Araştırma ve Üreticileri lobi grubu (PhRMA), ithalatın bazı riskler taşıdığını söylüyor, ancak ABD sağlık sisteminin birçok hastayı gereksinimi olan ilaçtan yoksun bıraktığını kabul ediyor. İlaçlar sağlık harcamalarının %10’unu oluştursa da, 1980’den bu yana bu oran iki katına, ilaç fiyatları ise üç katına çıktı. Yaklaşık iki milyon ABD’linin yurtdışından ilaç satın aldığı tahmin ediliyor.

50 yaşın üzerinde 35 milyon üyesi bulunan Amerikan Emekliler Derneği, bazı üyelerinin daha az yiyecek aldığını, ilaçlarını paylaştıklarını, diğer kişilerden arta kalan ilaçları kullandıklarını, ya da sıklıkla ilaçsız yaşadıklarını belirtiyor. Derneğin yaptığı araştırmaya katılanlardan üçte birinden fazlası, ilaçlarını Kanada’dan aldıklarını söylemişler.

Springfield Valisi M.Albano kente yılda 9 milyon dolar kazandıracak bir plan uygulayarak, çalışanlar ve emekliler için Kanada’dan ilaç ithal etmeye başladı. Şu anda Kanada ile sınırı bulunan eyaletlerin valileri aynı planı uygulamak üzereler. Illinois Valisi R.Blagojevich, Kanada’dan ilaç alarak eyaletin 91 milyon dolar tasarruf sağlayacağını öngörüyor.  Iowa Valisi T.Vilsack ise “ABD, dünyanın geri kalan kısmından giderek ayrılıyor. İlaçlara ödememiz gerekenden çok daha fazlasını harcıyoruz.” diyor ve ithalatla Iowa’nın yaklaşık on milyon dolar tasarruf sağlayabileceğini öngörüyor.

Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) güvenlik nedenlerini ileri sürerek bu uygulamayı durdurmaya çalışıyor. Ulusal Eczacılar Birliği ise uyarıyor: “Dünyanın şu anki durumunu göz önüne aldığımızda, yurtdışından ilaç satın almanın tehlikeli olduğuna inanıyoruz”. PhRMA sözcüsü J.Trewhitt ise BMJ’ye verdiği demeçte, örgütün bu durumdan derin biçimde kaygı duyduğunu belirtti: “Hastalar, kendilerine verilen ilaçları alamayabilirler, ilaçlar sahte, etkisiz ya da saflığı bozulmuş olabilir.”

Federal yargı, Oklohama’daki ve kuzeydeki eczane zincirlerini Kanada’dan ilaç ithal ettikleri için kapatmış durumda. Bu arada, Medicare’in ilaç bedellerini karşılaması ve yaşlılar için sigorta programını içeren yasa tasarıları Kongre’de oyalanmaya devam ediyor.

Kaynak:BMJ  2003;327:1126

ABD’de sağlık sigortası dolandırıcılığı artıyor

ABD’de şu anki ekonomik kriz ortamında, sahte sigorta paketleri sunan şirketlerin sayısı hızla artıyor. Bu lisansız şirketler tipik olarak, sigorta primlerini ödeyemeyen küçük girişimcileri ya da kişileri hedef seçiyorlar. Sonuçta hekimler ödenmeyen faturalarla, hastalar ise ayrıca kredi güvenilirliklerinin azalmasıyla karşı karşıya kalıyorlar. Dolandırıcı sigorta şirketleri sağlık sigortası satmaya yetkili olmadıklarından, hastalar, sigorta şirketlerinin iflas etmesi ya da müşterilerini dolandırması durumunda devletin ödediği güvence fonlarından da yararlanamıyorlar.

Dolandırıcı şirketler, primleri topluyor, az miktarda bir ödeme yapıyor ve ardından kenti terk ediyorlar. Dolandırıcılar arttıkça giderek daha fazla sayıda insan işini ve sigrotasını kaybediyor. Sorunun büyüklüğü, hükümetin bir çalışma grubu oluşturmasına, ilgili verilerin toplanarak küçük işletmelerle paylaşılmasına yol açtı.

64 yaşındaki R.Voitcu bu işin tipik kurbanlarından. 2001’de felç geçiren Voitcu, bir hafta hastanede yattıktan sonra taburcu edilmiş, bir ay sonra komplikasyonlar nedeniyle tekrar hastaneye kaldırılmış. Buarada Bay Voitcu’ya, sigortası olduğu halde neden ödenmediğini anlayamadığı faturalar gelmeye başlamış. Sonrasında kendisi ve eşi, sigorta şirketinin sağlık paketi satmaya yetkili olmadığını ve şirketin kapatıldığını öğrenmişler. Şu anda 250,000 dolarlık bir fatura ödemeleri gerekiyor. Şu anda dul olan Bayan Voitcu, “Bu işin nasıl olduğunu bilmiyorum” diyor. “Hastaneye gittiğimizde doktorlar şirketi kontrol ettiler ve sigortanın masraflarımızı karşılayacağını söylediler.”

Kaynak:BMJ  2003;327:1010

Eğitim Dünyası Özelleştirmeye Ayaklandı

İtalya üniversitelerinde personel anfileri işgal etti. 28 Şubat’ta ilkokullardan üniversiteye öğrenciler veliler ve akademisyenler ülke çapında sendikalar önderliğinde özelleştirmeler protesto edildi. Tepkinin hedefi Eğitim Bakanı Moratti’nin özelleştirme tasarısı…

BİA (Milano) - Berlusconi hükümetinin eğitim bakanı Letizia Moratti’nin ilkokuldan üniversiteye kadar bütün eğitim sürecini kapsayan reform tasarısı ilkokul öğrencileri ve velilerinden üniversite personeli, profesörler ve araştırmacılara kadar ulusal çapta protesto ediliyor.

28 Şubat’ta sendikaların organizasyonuyla üniversite çalışanları ve ortaöğrenimde görevli eğitmenler, veliler ve öğrenciler İtalya genelinde geniş çaplı bir protesto gösterisi düzenlediler. Akademik çevreler üniversitelerin özgürlüğü ve araştırma fonları ve personelin çalışma hakkını savunurken, ortaöğrenim eğitmenleri, veliler ve öğrencilerle, “tam gün” eğitim hakkı için bir kez daha sokağa çıktılar ve okulları işgal ettiler.

İtalya’da onlarca üniversite personeli amfileri işgal  ederek Bakan Moratti’nin reform tasarısına karşı bir kez daha tepkisini dile getiriyor. Ulusal çapta düzenlenen protesto eylemlerinin sözcüleri ise profesörler, burslu araştırmacılar, doktora öğrencileri, araştırmacılar ve öğrencilerin meydana getirdiği. akademik dünya.

Üniversite çalışanları Roma’da yaptıkları açıklamada eylemlerinin üniversite amfileriyle sınırlı kalmayacağını bakan Moratti’ye olan tepkilerini parlamentoya da taşıyacaklarına dikkat çektiler.

İtalya’da çok sayıda üniversite personeli kadrosuz, “geçiçi personel” statüsünde çalışıyor ve Moratti yasası gereği  üniversiteler için ayrılan araştırma fonlarının kesilmesi ve üniversitelerin liselere dönüşmesi tehlikesi gündemde.

Roma la Sapienza mühendislik fakültesinde araştırmacı olarak görev yapan 38 yaşındaki Marco Balsi, bin 100 euro aylık maaşla geçinemediğini söylüyor. Napoli Federico II Üniversitesi  mimarlık fakültesi öğretim üyesi 57 yaşındaki Claudio Calati ise  2 bin euro maaş aldığını, her an işini kaybetmek tehlikesi yaşadığını ama esas sorunun yarı maaşa çalışan yeni mezunlar olduğuna dikkat çekiyor.

Milano Politeknik Üniversitesi rektörü Giulio Ballio ise Berlusconi hükümetinin üniversitelerin misyon ve rolünü yok saydığına dikkat çekerek, İtalya’daki üniversitelerin liselere dönüşmekte olduğunu vurguluyor.

Bu arada orta dereceli okullarda  “tam gün” eğitim hakkını savunmak amacıyla hemen her gün bir eylem yapılıyor. Geçtiğimiz Cumartesi günü Milano’daki tüm ortaöğrenim kurumları Duomo meydanına kadar yürüyerek bir kez daha Moratti yasasının tehlikelerine dikkat çekti. Aralarında çok sayıda öğrencinin de yer aldığı ve 40 bin kişinin katıldığı açıklanan protesto gösterisi çok renkli görünümlere sahne oldu. Bir önceki gün okulları işgal eden veliler ve öğrenciler Cumartesi günü yapılan gösteri için bir atölye çalışması yaparak renkli kartonlar üzerine Moratti’yi protesto eden mesajlar yazdılar. “Tam gün eğitim istiyoruz” “Moratti’ye hayır” “Moratti yasasına hayır okul benim!” “11 yaşından büyüğüm”, “Okula Letizia ile değil Neşe ile gitmek istiyorum” yazılı esprili kartonlar taşıyan öğrenciler Milano’da çok renkli bir yürüyüş yaparak, bir kez daha bakan Moratti’ye olan tepkilerini dile getirmiş oldular.

İlkokuldan üniversiteye kadar olan süreçte öğrenciler, öğretmenler, profesörler ve öğrenci velilerinin katıldığı 28 Şubat protestosunda ortak tepkinin hedefi de elbette ki, İtalya’daki eğitim sistemini -özelleştirerek öğrenim kalitesini düşürmesinden korkulan bakan Letizia Moratti. (AK/EK)

(Kaynak: BİA Haber Merkezi/Aslı Kayabal)

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön