e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Ekim 2003  Sayı: 111

 

hukuk
köşesi

Avukat Ziynet Özçelik

Özel polikliniklerin, özel hastanelerin hızla çoğaldığı günümüzde, hekimlerin muayenehanelerini kapatmak zorunda kaldığını zaten biliyoruz diye düşünebilirsiniz. Ancak sözünü edeceğimiz kapatma bu türden değil.

 Son günlerde duyduk ki Sağlık Bakanlığı İl Sağlık Müdürlüğü bir muayenehaneyi kapatma kararı almış. Karardan etkilenen hekim; uzun süredir kamu dışında serbest çalıştığını, bu durumu İl Sağlık Müdürlüğü’ne bildirdiğini, ancak muayenehane açtıktan sonra, açılışı il sağlık Müdürlüğüne bildirmediğini, bildirimde bulunmadığı için de kapatma kararı verildiğini , kararın dayanağının özel sağlık kuruluşlarına ilişkin bir yönetmelik olarak kendisini bildirildiğini belirttikten sonra “benim muayenehanemi kapatabilirler mi?” diye sordu. Bu soru nedeniyle muayenehaneler ile  özel sağlık kuruluşlarının açılış ve işleyişine ilişkin düzenlemeleri tekrar gözden geçirdim. Sağlık İl Müdürlüğünün hatalı bir işlem yaptığı sonucuna vardım.

Sağlık Bakanlığı hekimlerin hekimlik mesleklerini serbest olarak icra ettikleri muayenehaneler ile özel sağlık kuruluşlarını aynı kefeye koymaktadır. Oysa konuya ilişkin sağlık mevzuatında farklı düzenlemeler bulunmaktadır.14 Nisan 1928 tarihinde yürürlüğe giren 1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Yasa’da genel olarak tıp sanatlarının kimler tarafından ve nasıl yürütüleceği, buradaki kurallara uyulmaması halinde ne gibi yaptırımlar uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu Yasa ile ilgili zaman zaman değişiklik çalışmaları yürütülse de halen yürürlükte bulunmaktadır. 1219 Sayılı Yasanın 5. maddesinde “özel muayenehane açmak ve evinde hasta görmek şeklinde hekimlik  yapmak isteyen bir hekimin, hasta kabulüne başlamasından itibaren  en geç bir hafta içinde  isim ve kimliğini diploma gün ve sayısını, varsa uzmanlık belgesi ile diploma gün ve sayısını mahallin en büyük sağlık makamına bildirmesinin zorunlu olduğu “ yer almaktadır. Görüldüğü üzere Yasa da bildirim koşulu getirilmiştir. Bu durumu İl Sağlık Müdürlüğünün uygun bulması gerekeceği yolunda bir koşul bulunmamaktadır. Peki hekim bu bildirim koşulunu yerine getirmez ise ne olacaktır? Bu sorunun yanıtı yine 1219 sayılı Yasanın 27. Maddesinde yer almaktadır. Yasanın 5. maddesinde belirtilen bildirim koşulunu yerine getirmeyen hekime uygulanacak yaptırım 27. madde uyarınca para cezasıdır. Bildirim koşulunu yerine getirmeden muayenehanesinde hasta gören hekimin muayenehanesinin kapatılması Yasa uyarınca söz konusu olamayacak, para cezası verilecektir.

Peki il Sağlık Müdürlüğü bu kapatma kararını neye göre alıyor?  Ülkemizde uzun yıllardır birden fazla hekim bir araya gelerek poliklinik, tıp merkezi adı altında özel sağlık kuruluşları açıyor ve işletiyor. Bu tür özel sağlık kuruluşlarına ilişkin yasa düzeyinde bir düzenleme bulunmamaktadır. Hatta bu tür ayakta teşhis ve tedavi hizmeti veren özel sağlık kuruluşlarına zaman zaman hekim dışı kişi ya da şirketlerin ortak olması da sözkonusu olmuş ve bu nedenle konu yargıya yansımıştır. Danıştay’ın değişik dairelerinin kararlarında,  ayakta teşhis ve tedavi hizmeti veren sağlık kuruluşlarının mahiyetleri itibari ile muayenehane niteliğinde olduğu sonucuna varılmış, buralara hekim dışı kişi yada kuruluşların ortak olamayacağına hükmedilmiştir.  Sağlık Bakanlığı, birleşik muayenehane sayılan özel polikliniklere özgü konuları uzun süre genelgelerle düzenlemiştir.  09.03.2000 gün ve 23988 sayılı Resmi Gazete yayımlayarak yürürlüğe koyduğu Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik bu alanla ilgili ayrıntılı düzenlemeler yapmıştır. Bu yönetmelik,  2001 ve 2003’te değişikliğe uğramakla  birlikte halen yürürlükte bulunmaktadır. Özel polikliniklerin yanısıra muayenehanelerde bu yönetmeliğin kapsamına alınmıştır. Ancak  yönetmeliğin bazı hükümlerinin muayenehanelere uygulanmayacağı da yine yönetmelik hükümlerinin içinde yer almaktadır. Örneğin 11. maddesinde özel polikliniklerin çalışmaya başlayabilmesi için düzenlenmesi zorunlu görülen “uygunluk belgesi” ile “mesul müdürlük belgesinin” muayenehaneler için düzenlenmeyeceği belirtilmiştir. Yönetmeliğin ekinde yönetmelik hükmünde olan bazı formlar bulunmaktadır. Özel sağlık kuruluşları için öngörülen denetleme formunda, kuruluşun uygunluk belgesinin olmaması kapatma nedeni olarak sayılmıştır. Ancak yukarıda da yer verdiğimiz üzere muayenehanelerde, 1219 sayılı Yasa uyarınca zaten sadece bildirim zorunluluğu bulunması ve Yönetmelik ile de uygunluk belgesinin aranmayacağının açıklıkla belirtilmiş olması, İl Sağlık Müdürlüğü’nün muayenehaneleri kapatamayacağını ortaya koymaktadır. 

 Hekimlerin muayenehaneleri, sağlık mevzuatı uyarınca ancak Yasalarda açıkça öngörülen hallerde kapatılabilir. Bu haller ise :

6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanununun 39. maddesi uyarınca Yüksek Onur Kurulu kararı ile geçici olarak meslek uygulamasından men cezası almış olmak, ya da bir oda bölgesinde sürekli olarak meslek uygulamasından men cezası almış olmak,

-1219 sayılı Yasanın 28. Maddesi uyarınca, ağır hapis veya beş seneden fazla hapis veya ömür boyu kamu hizmetinden men veya meslek ve sanatı kötüye kullanma suretiyle işlenmiş bir eylemden dolayı iki kez mahkemece  meslek ve sanat uygulamasının durdurulması cezası alanlar veya meslek uygulamasına engel ve iyileşemeyecek bir ruh hastası olduğu saptanan hekimler Sağlık Bakanlığının önerisi ve Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu kararı ile mesleklerini uygulamaktan yasaklanmış olmaktır.

Sonuç olarak, hekimlerin açmış olduğu muayenehaneler üyesi bulundukları Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu kararı olmaksızın kapatılamamaktadır. Bu da hekimlik mesleğini hekimlerin ve toplumun yararına geliştirme görevini Türk Tabipleri Birliği’ne veren  6023 Sayılı Yasa ve   Anayasanın 135. maddesinin sonucudur. Bu tür uygulamalar, Sağlık Bakanlığının Meslek Örgütlerinin Yasal ve Anayasal yetkilerini  ne ölçüde tanıdığını da ortaya koymaktadır.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön