e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Ekim 2003  Sayı: 111

 

8. Ulusal Halk Sağlığı Günleri Sıvas’ta yapıldı...

“Yoksullaştırma adeta bilinçli”

Sıvas’ta gerçekleştirilen 8. Ulusal Halk Sağlığı Günleri’nde Türkiye’deki sağlık politikaları alanın uzmanları ve ilgili kesimlerce masaya yatırıldı. Kongre, Türkiye’de “yoksullaştırmanın adeta bilinçli” bir biçimde kabul edilemez boyutlara ulaştırıldığı saptamasını yaparak, halkın sağlıklı bir geleceğe kavuşabilmesi 21.jpg (88807 bytes)için öncelikle ulusal kaynakların verimli biçimde harekete geçirilmesi gerektiğine dikkat çekti. 

Tıp Dünyası - SIVAS -  Sıvas’taki 8. Ulusal Halk Sağlığı Günleri’nde biraraya gelen halk sağlığı uzmanları, Türkiye’de yoksullaştırmanın adeta bilinçli hale geldiğini ve kabul edilemez boyutlara ulaştığını açıkladılar. Halk sağlığı uzmanları, kongre sonuç bildirgesinde, halkın sağlıklı bir geleceğe kavuşabilmesi için öncelikle ulusal kaynakların verimli biçimde harekete geçirilmesi gerektiği görüşüne yer verdiler.

8. Ulusal Halk Sağlığı Günleri, Sıvas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’nın ev sahipliğinde 23 - 25 Haziran 2003’te gerçekleştirildi. Üç gün süren ve yoğun katılımın olduğu toplantıda “Sağlık İçin Sosyal Bilimler” teması işlendi. Türkiye’nin pek çok yönden çok sıkıntılı bir dönemden geçtiğinin vurgulandığı kongrede, on yıllardır sürdürülen hatalı ekonomi polikitaları ile gelir dağılımının katlanamaz derecede bozulduğu, halkın yüzde 38’inin günde 1.5 dolardan daha az bir gelir ile yaşamak zorunda bırakıldığı anımsatıldı. Derin yoksulluğun, zincirleme olarak birçok alanda eşitsizlikleri artırdığı; sağlıkta, eğitimde, istihdamda, beslenmede, yaşam umudunun sürdürülmesinde, ülkeye ve ulusa bağlılık bilincinin ve temel insanlık değerlerinin korunup geliştirilmesinde ciddi engeller oluşturduğuna dikkat çekilirken, “Ülkemizin sağlık düzeyi göstergeleri, ekonomik olanaklarıyla açıklanamayacak ölçüde ve asla hak etmediği biçimde bozulmaktadır. Bebek ölümleri hala çok yüksektir, anne ölümlerinin yüzde 83’ü önlenebilir nedenlerdendir. Açlık,10 milyonu aşkın insanımızın en dramatik sorunu olarak ilk sıradadır. Çevre korunamamakta, cinsiyet ayrımcılığı dahil birçok alanda eşitsizlikler giderilememektedir” tespiti yapıldı.

Küreselleşme adıyla IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi aracı kurumlar eliyle sözde bir Yeni Dünya Düzeni’nin dayatıldığı, ekonomik krizlerle ülkede sosyal bunalımları tetikleme noktasında olduğuna dikkat çekilen kongrede, devleti devlet yapan sağlık-eğitim-adalet-güvenlik alanlarını da kapsayacak biçimde “kuralsız ve ölçüsüz” olarak sürdürülen özelleştirmenin toplumsal dayanışma ve ulus devlet değerlerini yok ettiğinin altı çizilerek, “Ülkenin ve ulusun yazgısıyla derinlemesine ve doğrudan ilgili söz konusu makro politikalar, demokrasi gereği katılımcılık ve uzlaşmacılık anlayışından uzak biçimde, yetkililerce açık dayatma ile yürürlüğe konmaktadır. Bu tutum son derece tehlikeli bulunmaktadır” denildi.

Kongrenin sonuç bildirgesinde, şu taleplere yer verildi:

- Halkımızın sağlıklı bir geleceğe kavuşabilmesi için öncelikle ulusal kaynakların verimli biçimde harekete geçirilmesi gerekmektedir.

- Sağlık hizmetleri, devletin anayasal görevi olup, bu alandaki özelleştirmeye son verilmeli; Prof. Dr. Nusret Fişek’in 1961’de ülkemiz sağlığına armağanı olan 224 sayılı “Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası” özü korunarak uygulanmalıdır. Ülkenin dar ulusal kaynaklarının verimli kullanılmasının en kestirme yolu bu yasanın sistematiğidir.

- Genel Sağlık sigortası ve Aile Hekimliği modelleri ülkemiz bünyesine uygun olmayıp, pahalıdır ve bu alanda da dış dayatmalara boyun eğilmemelidir. Aile hekimliği yerine halk sağlığında ülkemizin başarılı deneyimi olan toplum hekimliği uygulaması benimsenmelidir.

- Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri ve Koruyucu Sağlık Hizmetleri toplum hekimliği yaklaşımıyla ve yeterince kamusal destek verilerek mutlaka etkinleştirilmelidir. Sağlık hizmetlerinin etkili yönetimi için, başlıca bu amaçla yetiştirilen Halk Sağlığı Uzmanlarının istihdamı gereken yer ve sayıda hızla gerçekleştirilmelidir.

- Sağlık insan gücü planlaması gözden geçirilmeli, yeni tıp fakültesi açılmamalı, alınan öğrenci sayılarında azaltmaya gidilmelidir. Hekim işsizliği kapıya dayanmıştır. Sözleşmeli istihdam, başta iş güvencesi olmak üzere ciddi sakıncalar yartmaktadır, bundan vazgeçilmelidir.

- Halk Sağlığı Anabilim Dalları’nın Sağlık - Eğitim - Araştırma Bölgeleri, Sağlık Bakanlığı’nca önceki yıllarda uygulanan protokollere uygun olarak hızla yeniden açılmalıdır. Bu bölgelerde ülkenin gereksinimine uygun sağlık insan gücü yetiştirilmeli, pilot uygulamalar yapılmalıdır.

- Tam Gün çalışmayı son derece önemsemekteyiz. Bu uygulama pek çok başarının anahtarı, pek çok sorunun da aynı zamanda çok etkili bir çözümü olacaktır. Denenmiş, başarılı olmuştur.

- Akılcı ilaç kullanımını, bu alandaki korkunç israfın hatta soygunun engellenmesinin yanı sıra, halkın sağlığının korunup geliştirilmesinde son derece etkili bir araç olarak görmekteyiz. Aşı ve İlaç üretimi stratejik önem taşıyan konulardır ve ulusal önceliklerimiz içinde olmalıdır.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön