.......

.........
 
 
 
Görkem Büyüyor


Uzm.Psk. Aylin İlden Koçkar*,  Dr. Selahattin Şenol**
*Gazi Üniv. Tıp Fak. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi, Beşevler, Ankara.
**Doç.;Gazi Üniv. Tıp Fak. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi, Beşevler, Ankara.

 Sultan, çocuğunun yalnız kaldığını düşünüyor, onun kardeş sevgisini tatmasını istiyordu. Görkem de sürekli kardeş istediğini belirtiyordu. Sultan, ikinci çocuğun doğumunun ilk çocuğu nasıl etkileyeceğini merak etmiş ve bilgi almak istemişti. Kardeşler arasındaki yaş farkının ne kadar önemli olduğundan, aralarında gelişecek kıskançlığı nasıl ele alacağına kadar birçok soru sormuştu. 
 Bu genellikle tek çocuğu olan ailelerin sıklıkla karşılaştıkları ve merak ettikleri bir konuydu. Sultan'a bu konudaki genel görüşümüzü belirterek anlatmaya başladık. Çocuklar bir kardeşlerinin olmasını isterler, ancak kardeş doğumu ile de yoğun bir kıskançlık yaşamaya ve anne babaları zorlamaya başlarlar. Önceleri sürekli kardeş isteyen bir çocuğun bu isteği gerçekleştikten sonra neden kardeşini kıskandığı, hatta ona düşman gibi davrandığını anlamak zor olmalı. Oysa bu çocukların süreklilik göstermeyen, değişken olan isteklerini yansıtan, dolayısıyla onların doğasıyla ilgili ipucu veren bir özellikleridir. Bu nedenle çocuk için diğer önemli kararlarda olduğu gibi kardeş isteğinin gerekliliğine de anne ve babanın karar vermesi gerekmektedir. Annenin beden ve ruh sağlığı, ailenin ekonomik gücü, doğacak çocuğun bakımına ilişkin sorumlulukların paylaşılması bu kararı belirleyecektir. 
 Kardeş kıskançlığına gelince; kıskançlık insanoğlunun en doğal, en evrensel duygularından birisidir. Kıskançlık sevilen kişinin başkasıyla paylaşılmasına  katlanamamak olduğuna göre, sevginin bulunduğu her yere girer. Sevgililer arasında belirli bir ölçüyü aşmadığı sürece, sevgi gülünün dikeni sayılır. Ancak bu doğal duygu insanı kemiren bir tutku olmaya başlayınca, sevgiyi gözeten bir duygu olmaktan çıkar, sevgiyi yok eder. Çocuk için en değerli varlık anne olduğuna göre onu başkalarıyla paylaşmak kolay, dayanılır bir duygu değildir. Sevgilisini başkasının kolunda gören bir erkekle, annesini, kucağında "yabancı" bir çocukla gören kardeşin duyguları pek ayrılık göstermez. Anne sevgisini yitirme korkusu, daha yeni bir kardeş geleceğini öğrendiği anda içini sızlatmaya başlar. 
 Kardeş doğumu bu ve diğer nedenlerle çocuk için zorlayıcı bir yaşam olayıdır. Gebeliğin ve yenidoğan çocuğun annede oluşturduğu bedensel güçlükler ve yorgunluklar, çalışan annenin zamanının önemli bir bölümünü çocuk bakımına ayırması gibi nedenler eve gelen bu yabancı yüzündendir. Gelen çocuğun cinsiyetinin farklı olması, beceriksizliği, yoğun bir ilgi ve bakıma gereksinimi olması onun daha çok sevildiği biçiminde yorumlanmakta ve kıskançlık artmaktadır. Annenin yenidoğan bebekle birlikte oluşacak güçlüklerini hafifletebilmek için çocuğun kreşe verilmesi ya da odasının ayrılması gibi değişiklikler de bu duyguyu artıracak, yeni uyum sorunlarına neden olacaktır. 
 Çocukla kardeşi arasındaki yaş farkı ne kadar azsa kıskançlık o denli büyük olmaktadır. Henüz anneye gereksinimin sürdüğü 3 yaşından küçük çocuklarda anne ilgisinin azalması sonucu yeni kardeşe tepkisi büyük olacaktır. İkinci ya da üçüncü kardeşi kabullenme daha kolay olmaktadır. 18 aylık bir çocuk annesi ile olan yakınlığını ayarlamış ve güven duygusu geliştirmiş bir konumdadır. Ayrıca artık annenin diğer insanlarla olan ilişkisi ve bu durumun duygusal niteliklerini gözlemlemektedir. Bu iki kapasite birbirinden bağımsız olarak varlığını sürdürmektedir. İlk ilişkisel evrede, 18-24 ay arası, çocuk birbirinden bağımsız gibi görünen bu iki ilişkiyi bağdaştırır. Annesinin başkaları ile olan ilişkisinin kendisi ile olan beraberliğini sınırladığınının farkına varır. Bunun duygusal sonucu ise kıskançlıktır. 
 İkinci evrede ise, 2-3.5 yaş arası, çocuk sosyal ve duygusal alanlar arasındaki ilişkiyi kurar. Yeni gelen kardeşle konumunda değişiklik olan çocuk, duyarlı bir çevrenin de eşlik etmesi durumunda, sorunla başetmeye yönelik yeni stratejiler geliştirir. Örneğin annenin çocukla, bebeği dışarıda bırakacak yeni bir ilişki kurduğunu varsayalım. Bunun tersi de gerçekleşecek ve bazı durumlarda çocuk da dışlanacaktır. Bunun bir yolu bebeğin beslenmesi sırasında annenin çocuğa bir resim çizmesini söylemesi olabilir. Çocuk bu durumu annenin (a) "bebeğin yapamayacağı bir şey yapabilecek kapasitede olan, annesinin büyük çocuğu" ile (b) "yeni bebekle annesi arasında kendisinin dışlandığı bir ilişki" kavramlarını bağdaştıracaktır. Ancak bu yeni durum  bebeğin beslenme saati bittiğinde anne ile yeniden birlikte olmasını sağlayacaktır. Ayrıca kazanılan yeni statü eskisinin yerini kapatmaya yetecektir. 
 Bir sonraki evrede ise çocuk (5 yaş) gelişmiş bir bağdaştırma ile, annesi ile  daha farklı bir ilişkiye girecek ve annenin bakım davranışlarını taklit edecektir. Bu durum anneden övgü alacağı gibi, bebekten de tatmin edici bir tepki alabilecektir. Bu durum, 'rakibin' kendinden farklı olduğu, annenin de böylece kendinden farklı bir birey olduğu ve annenin büyük çocukla ortaklığının olduğu bir ilişki tarzı ile mümkün olabilecektir. Bu koşullar sağlanmadığında bu dönemin sonunda kıskançlık artacaktır. 
 Kardeş kıskançlığı doğal bir duygudur, sevgi ve kıskançlık-nefret ara ara yoğunlaşarak zaman içinde yoğunluğunu yitirir. Kardeşini sevmek zorunda değildir. Olumsuz duygular  anlayışla karşılanmalı ve bu duyguları belirtmesi yüreklendirilmelidir (beni de uğraştırıyor, arasıra ben de kızıyorum. Beceriksizliği yüzünden ona çok zaman harcıyorum, seni sevmediğimi düşünme, eskisi kadar seviyorum, ben de kardeşim doğduğunda kıskanmış, böyle düşünmüştüm). Bebeği, çocuğun önünde gösterişli bir biçimde okşayıp sevmekten kaçınmalı. 
 Çocuklar eve gelen yabancıya farklı tutumlar sergileyebilir,
 Sevgi gösterilerinde bulunabilir (annenin kendisinden tümüyle uzaklaşmaması için onun yanında yer alır), 
 Abartılı sevgi gösterileri (alttaki duyguları ele veren davranışlarla birliktedir; kardeşinin yanağını okşarken biraz fazla sıkar, ağlatacak ölçüde kucaklar, kaza ile yere düşürür) 
 Etkilenmemiş gibi davranma (bebekle ilgili görünmeyen huysuzluklar, hırçınlıklar, tutturmalar, isteği yapılmadığında ağlama, tepinme) 
 Kıskanma ve buna bağlı uyum zorlukları ve regresyon (bebeksi konuşma, kaka ve çiş kaçırma, anne baba ile yatma isteği, yemek alışkanlıkları ile ilgili değişiklikler; yardımla yeme, biberon emme) 
 Sultan ile bunları konuştuktan sonra hamile olduğunu belirtti ve bu bilgilerin çok işe yarayacağını söyledi. 

.....................................................................