Dr. Murat Akova**
* 17 Ağustos 1999 Depremi sonrası
bölgedeki sağlık çalışanları için hazırlanmıştır.
* *Prof. Hacettepe Üniversitesi
Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları AD.
Depremlerden sonra bölgede bazı enfeksiyon hastalıkları ortaya
çıkabilir. Bunların nedenleri ve önlenmesine yönelik görüşler aşağıda özetlenmiştir.
1. Akut gastrointestinal sistem enfeksiyonları (akut diareler):
a) En önemli etken, temiz ve sağlıklı içme ve kullanma suyunun
bulunmamasıdır. Özellikle sıcak havalarda felaket bölgesi etrafındaki
durgun sularda (göl, depolanmış sular gibi) çeşitli bakterilerin üremesine
uygun ortam oluşur. İçme sularına insan ve hayvan dışkılarının karışması
ve bu suların kullanılması akut ishale neden olabilir. Kullanılacak suların
uygun biçimde dezenfekte edilmiş olması gerekir. Bu yolla bulaşabilecek
patojenlerin başında Shigella ve Salmonellla enfeksiyonları gelir.
b) Besinlerin uygun koşullarda saklanamaması nedeniyle çeşitli
bakterilerle gelişen gıda zehirlenmeleri görülebilir. Bu olgularda
bulantı, kusma ve sulu, kansız ishal tablosu saptanır. Antibiyotik tedavisine
gerek yoktur, yalnızca sıvı tedavisi gerekir.
c) Felaket bölgesinde yaygın ve uygunsuz antibiyotik kullanımına
bağlı ishal tablosu gelişebilir. Ağır olgular klinik Shigella dizanterisini
taklit edebilir.
2. Solunum yolu enfeksiyonları:
Çocuklarda, yaşlı ve düşkün kişilerde pnömoni gelişme riski akılda
tutulmalıdır.
3. Kemirici
ve sinek savaşımı.
Felaket bölgesinde, özellikle çevre temizliğinin uygun biçimde
sağlanamadığı durumlarda fare ve sineklerin çoğalması kaçınılmazdır. Fare
ısırığı sonrası kuduz gelişme olasılığı düşüktür. Ancak yöresel koşullar
dikkate alınarak kuduz profilaksisi düşünülebilir. Fare ısırığı sonrası
tetanoz aşısı mutlaka yapılmalıdır. Sivrisineklerin çoğalması sıtma riskini
ortaya çıkaracaktır. Fare ve sinek savaşımı ilaçlamadan çok, çevresel koşulların
bu hayvanların üremelerini engelleyecek biçimde değiştirilmesi ile sağlanmalıdır
(çöplerin toplanması, su birikintilerinin kaldırılması gibi).
4. Profilaktik antibiyotik kullanımı ve Bağışıklama:
Deprem bölgesinde profilaktik antibiyotik kullanımına gerek yoktur.
Tersine, yukarıda belirtildiği üzere bu ilaçların yaygın kullanımı, pek
çok yan etkiye neden olabilir.
İshal için herhangi bir aşı (tifo, kolera gibi) uygulanması gereksizdir.
Benzer biçimde Hepatit A ve B aşılarının da rutin uygulanmasına gerek yoktur.
Enkaz kaldırma çalışmalarına katılan kişilere tek doz tetanoz
rapeli yapmak yeterlidir (daha önceden primer immünizasyonlarını tamamlamış
olmaları koşuluyla). Ceset toplama ve taşımada görev alan kişiler, ölülerin
kan ve vücut sıvıları ile doğrudan temas etmemeleri konusunda uyarılmalı,
bu kişilerin her türlü girişimi eldiven kullanarak yapmaları sağlanmalıdır.
Hepatit B aşısının bu grupta endikasyonu vardır.
Deprem bölgesinde rutin aşılama çalışmaları kesintisiz sürdürülmelidir.
Kızamık salgını çocuklar açısından özel bir risk oluşturabilir. Bu hastalığa
karşı bağışıklama verileri dikkatlice gözden geçirilmeli ve gerekirse 9
ay- 6 yaş arası çocuklar kızamığa karşı aşılanmalıdır.
Özellikle çadırkentler gibi insanların toplu yaşadıkları yerlerde
kış aylarına doğru Meningokok enfeksiyonu riski akılda tutulmalıdır. Bu
amaçla profilaktik aşı ya da antibiyotik uygulanmasına gerek olmamakla
birlikte, etkin bir sürveyans ve olgu bildirim sisteminin kurulması, hem
bu enfeksiyon hastalığı hem de diğerlerine yönelik gerekli önlemlerin alınması
açısından önemlidir.
|