Osteoartrit’te Tanı ve İzlem
Dr. Şule Arslan*
Uzm.; Hacettepe Ü. Tıp Fak. Fizik Tıp Rehabilitasyon AD.
Osteoartrit
en sık karşılaşılan eklem hastalığıdır. Hareketle oluşan ağrının başlıca
nedenlerinden biri olduğu için osteoartrit önemli bir özürlülük nedenidir.
Travma ve yaşlanma ile ortaya çıkan kaçınılmaz bir dejeneratif hastalık
olduğu şeklindeki görüş, yerini giderek osteoartritin dinamik ve reperatif
bir süreç olduğu görüşüne bırakmaktadır. Osteoartrit; sinovyal eklemlerde
kıkırdak kaybı (kondropati) ve eşlik eden periartiküler kemik tutulumu
bulguları ile karakterize durum olarak tanımlanabilir.
Epidemiyoloji ve Risk Faktörleri
Semptomatik
ve radyolojik osteoartrit prevalansı yaş ile artar. 45 yaş altında
osteoartrit prevalansı düşüktür. 65 yaşa dek prevalansta bir artış
saptanmaktadır. Radyolojik olarak ikinci onyılda bireylerin %1'inde
osteoartrit bulgusu saptanırken, bu oran yedinci-sekinci onyılda %50'lere
ulaşır. Yetmişli yaşlarda bireylerin büyük kısmında radyolojik olarak
osteortrit saptanmakla birlikte bu bireylerin yarısından daha azında bulgular
ortaya çıkmaktadır.
"American
College of Rheumatology"; semptomatik diz, kalça ve el osteoartritinin
sınıflandırılması için kriterler tanımlanmıştır. Bu kriterler klinik,
laboratuvar ya da radyolojik özellikleri içermektedir. Tanımlanan kriterler
semptomatik osteoartriti diğer ağrılı eklem hastalıklarından ayırt etmekle
birlikte belirtisiz hastalık için uygun değildir. Epidemiyolojik çalışmalarda
osteoartritin tanımlanması ve hastalık şiddetinin değerlendirilmesi için
radyolojik kriterler kullanılır.
En
sık kullanılan radyolojik kriterler 1957 yılında Kellgren ve Lawrence
tarafından tanımlanan kriterlerdir (Tablo 1). Tanımlayıcı çalışmalarda el ve
diz osteoartriti ile daha ağır seyderen hastalığın kadınlarda daha sık
görüldüğü saptanmıştır. Ayrıca nodal jeneralize osteoartrit perimenapozal
kadınlarda daha sık görülür. Osteoartrit gelişimine yatkınlık yaratan bazı
risk faktörleri tanımlanmıştır (Tablo 2). Obesite özellikle diz osteoartriti
gelişimi için bir risk faktörüdür. İdeal vücut ağırlığı olan bireylerle
karşılaştırıldığında, vücut ağırlıkları ideal kilolarının %50 üzerinde olan
kadınlarda rölatif risk 9 kat artmaktadır. Ayrıca kilo vermenin diz
osteoartrit gelişimini önlediği gösterilmiştir. İkiz çalışmalarında nodal
jenelarilize osteoartrit için ailesel yatkınlığın varlığı tanımlanmıştır.
Heberden nodüllerinin, kadınlarda daha fazla penetrasyon gösterecek biçimde
otozomal dominant kalıtım gösterdiği düşünülmektedir.
Klinik
Ağrı,
tutukluluk ve işlevsel yetersizlik osteoartritin başlıca klinik
özellikleridir. Ağrı en önemli belirtidir. Tutulan eklemin kullanımı ile
ortaya çıkan ve dinlenmekle azalan ağrı tipiktir. Hastalık ilerledikçe
istirahatte ağrı ve nokturnal ağrı ortaya çıkabilir. Ağrının kökeni
tartışmalıdır. Hyalin kıkırdak sinirsiz olduğu için, bu dokudaki metabolik ve
yapısal değişiklikler ağrı olarak algılanmaz. Osteoartrit sürecinde ağrı
oluşumu ile ilgili olarak öne sürülen bazı mekanizmalar şunlardır;
*Sinovyal
hipertrofi, artmış sıvı yapımı ve azalmış eklem kompliyansı sonucu
intrartiküler basınç artışı ile kapsüler ağrı liflerinin ve
mekanoreseptörlerle uyarılması,
*Snovyum
ve kapsüldeki ağrı liflerinin yangısal medyatörle uyarılması,
*Spinal
kord ve beyindeki maladaptif değişiklikler sonucu sürekli ağrı persepsiyonu,
Ağrı
ve radyolojik değişiklikler arasındaki korelasyon incelenen bölgeye göre
değişmektedir. Kalça ve dizlerde ağrı ve radyolojik değişiklikler arasındaki
korelasyon iyi iken, el ve spinal apofizyal eklemlerde zayıftır. Ayrıca kaygı
ve/ya da depresyon, kişilik özellikleri de ağrının algılanmasını etkiler.
Tutukluluk
da osteoartitte sık rastlanan bir yakınmadır. Bu, sıklıkla inaktivite sonrası
hareket başlangıcında zorlanma olarak tanımlanabilir. Genellikle 30 dakikadan
az sürer ve tutulan eklemle sınırlıdır. Özürlülük, hareket açıklığının ve kontrolunun ağrı sonucunda
azalması ile ortaya çıkar.
Osteoartiritte
saptanabilecek bulgular şunlardır;
Krepitus,
deformite, instabilite, osteofit ve "remodelling"e bağlı olarak
kemik genişlemeler, hareket kısıtlılığı.
Değişik
derecelerde sinovit ve kas atrofisi de bu bulgulara eşlik edebilir. Fizik
incelemede amaç; ağrının yerini belirlemek, osteoartrit klinik bulgularının
varlığını araştırmak (krepitus, eklem hareket genişliğinde azalma vb.),
obesite ya da anormal eklem yükü gibi risk faktörlerini tanımlamak, diğer
artropati bulgularını dışlamak ve ağrı algılanmasını etkileyecek faktörleri
saptamaktır. Hastalığın erken dönemlerinde radyografilerin normal olması, osteoartrit
tanısını dışlattırmayacağı için tanı büyük oranda klinik ile konur.
Diz
en sık etkilenen eklemdir. Tutulum genellikle bilateral olur. Travma öyküsü,
obesite, jeneralize osteoartit, distal femoral displazi, mesleki olarak ya da
günlük yaşamda dizleri bükerek çalışmak ve kadın cinsiyet diz osteoartriti
gelişimi için risk faktörüdür.
Kalça
osteoartriti için ise lokal radyolojik bulgular temel alınarak iki alt grup
tanımlamıştır;
a)
Superior pol osteoartriti: en sık rastlanan bu form eklemin üst kısmında
fokal kıkırdak kaybı ile karakterizedir. Genellikle tek taraflıdır,
erkeklerde daha sık görülür, progresyona yatkındır ve genellikle lokal
yapısal anomalilere ikincil geliştiği düşünülmektedir.
b)
Santral (medial) osteoartrit ise kadınlarda daha sık görülmektedir,
genellikle bilateral tutulum saptanır.
Kalça
hastalığı (örneğin Perthes Hastalığı) öyküsü olması, asetabular displazi,
femur başında avasküler nekroz, jeneralize osteoartrit varlığı ve meslek;
kalça osteoartriti gelişimi için risk faktörüdür.
Matriks
yıkımına neden olan enzimlerin salınımındaki artış morfolojik değişikliklere
neden olur. Osteoartritte görülen histolojik değişiklikler şunlardır;
Boyanabilir
proteoglikanda azalma,
Fibrilasyon,
Kollajende
bozulma,
Kondrosit
multiplikasyon ve migrasyonu,
Kıkırdak
kaybı.
Ancak
normal görülen kıkırdakta da metabolik değişiklikler saptanabilmektedir.
Osteoartritik
kıkırdaktaki değişiklikler ise Tablo 3'de verilmiştir.
Tanı
Osteoartrit
tanısı klinik ve radyolojik bulgulara dayanarak konulur. Akut faz
reaksiyonunu yansıtan değişiklikler (anemi, trombositoz, eritrosit
sedimentasyon hızında artış vb.) ya da belirgin immünolojik anomaliler
saptanmaz. Tanının konması, hastalık şiddetinin belirlenmesi ve diğer
patolojilerin dışlanması için görüntüleme yöntemleri kullanılır. Röntgen,
manyetik rezonans görüntüleme ve ultrason bu amaçla kullanılabilecek
görüntüleme yöntemleridir.
Düz
grafiler hastalık aktivitesinden çok oluşmuş yapısal değişiklikleri yansıtır.
Eklem aralığında daralma, osteofit varlığı, subkondral erozyon ve skleroz
osteoartrit için klasik radyolojik bulgulardır. Ayrıca efüzyon, osteokondral
cisimciklerin kemik komponenti ve eklem uyumu ve subluksasyon gibi ek bulgu
ya da komplikasyonları göstermede de yararlıdır.
Hasta İzlemi
Başlıca
amaçlar; hastanın osteoartrit konusunda bilgilendirilmesi, ağrının
giderilmesi ve optimal eklem işlevinin korunmasıdır. Osteoartritli hastanın
izlenmesine önerilen yaklaşımlar Tablo 4'de özetlenmiştir.
Dikkatli
bir öykü ve fizik inceleme; refere ağrı, bursit ve gut ya da romatoid artrit
gibi yangısal romatizmal hastalıklar vb. kas iskelet sisteminde ağrıya neden
olabilecek durumların ayırt edilebilmesi için gereklidir. Örneğin kalça
osteoartriti ile sıklıkla karıştırılan trokanterik bursit; ağrının yayılımı
ve fizik inceleme bulguları ile ayırt edilebilir.
Osteoartrit
tedavisinde en önemli rol hastaya düşmektedir. Hastanın osteoartrit konusunda
bilgilendirilmesi ve gereksinim duyduğu desteğin verilmesi bu açıdan
önemlidir. Obez hastalarda kilo verilmesi tedavinin önemli aşamalarındandır.
Hastaya aşırı kilonun ekleme ek bir yük getirdiği açıklanmalıdır. Beslenme
alışkanlıklarının değiştirilmesi ve uygun bir egzersiz programının
uygulanması, ideal kiloya ulaşılması ve korunmasında diyetten daha etkili
olacaktır.
Baston
kullanımı ekleme binen yükü azaltmaya yardımcı olabilir. Gün içinde kısa
aralıklarla yapılan dinlenme de ağrıyı azaltabilir. Ancak bu inaktivite
önerilmesi olarak algılanmamalıdır.
Egzersiz,
osteoartrit tedavisinin vazgeçilmez bir bileşenidir. Egzersiz ağrıyı azaltır,
gücü artırır ve işlevsel kapasitenin korunmasına yardımcı olur. Mobilite ve
germe egzersizleri eklem hareket genişliğini korur ve kontraktürleri önler.
Egzersiz programı bireye özgün hazırlanması gerektiği unutulmamalıdır.
Eklemi
korumak için günlük ve mesleksel aktivitelerde değişiklikler yapılabilir.
"Malalignment" belirtili eklemlerdeki biyomekanik yükü artırabilir.
Ayakta pronasyon ve dizde varus deformitesi sık görülür ve uygun bir ortez
kullanımı ile etkilenen eklem üzerindeki etkisi azaltılabilir. Yumuşak
tabanlık kullanımının da hastalarda ağrıyı azalttığı gösterilmiştir. Lokal
soğuk ya da sıcak uygulanması ve metil salisilat içeren topikal ajanların
kullanımını birçok bireyde ağrıyı azaltmaya yardımcı olur. Kapsaisin içeren
kremler de ağrıyı azalmada etkili bulunmuştur.
İlaç
tedavisinde ilk seçenek asetaminofen olmalıdır. Günlük 3-4 g asetaminofenin
steroid olmayan anti-yangısal ilaçlara benzer düzeyde belirtilerde düzelme
sağladığı gösterilmiştir. Terapötik dozlarda steroid olmayan anti-yangısal
ilaçlardan daha az yan etkisi vardır. Günlük 10 gramı aşan dozlarda
hepatotoksik etkisi bildirilmiştir. Uzun dönem kullanımında ise renal
toksisite açısından dikkatli olunmalıdır. Steroid olmayan anti-yangısal ilaçlar
osteoartrit tedavisinde oldukça sık kullanılmaktadır. Hastaların yanıtı
değişmekle birlikte bir grubun diğerine oranla daha etkin olduğu
gösterilememiştir. Renal yetmezlik, deri döküntüleri, bazı hipertansif
ilaçların hipotansif etkilerini antogonize etmeleri ve intestinal
ülserasyonlar olası yan etkileridir. Ancak steroid olmayan anti-yangısal
ilaçların en önemli yan etkileri gastrointestinal toksisiteleridir. Yaşlı
bireylerde gastrointestinal toksisite riski daha da artmaktadır. Steroid
olmayan anti-yangısal ilaçlara bağlı gastropatinin profilaksisinde
misoprostol kullanımı önerilmektedir.
Uygun
ilaç kullanımı ve diğer önlemlere karşın ağrı, işlev ve yeti kaybı varlığında
hasta cerrahi tedavi açısından değerlendirilmelidir. Hastanın yaşı, cerrahi
tedaviden beklentisi de göz önüne alınmalıdır daralma ile birlikte skleroz ve
anormal eklem konturunun olması
Tablo 1: Kellgren-Lawrence
Radyolojik Kriterleri
Evre 0
|
Normal
|
Evre 1
|
Minimal osteofit, normal
eklem mesafesi
|
Evre 2
|
Belirgin osteofit, eklem
mesafesinde kuşkulu daralma
|
Evre 3
|
Belirgin osteofit ve
eklem mesafesinde belirgin daralma
|
Evre 4
|
Belirgin osteofit
varlığı ve eklem mesafesinde belirgin
|
Tablo 2: Osteoartrit Risk Faktörleri
Genel Risk Faktörleri
|
Belirgin Bölgelerde
Anormal Biyomekanik Yüklenmeye NedenOlan Faktörler
|
Obesite, Heredite Sigara
tüketimi Reprodüktif değişkenler Osteoporoz
|
Travma Anormal eklem
biçimi Yineleyici Kullanım
|
Tablo 3: Osteoartritik
Kıkırdaktaki Metabolik Değişiklikler
Genel
|
Özgün
|
* Artmış hidrasyon
|
* Tip II kollajen yitimi
|
* Gerilme direncinin
yitimi
* Şişme
|
* Kollajen fibrillerinde
artmış hasar
|
* Hastalığın erken
evrelerinde
|
* Gerilme direncinin
yitimi
|
kollajen ve proteoglikan
sentezinde olası artış, geç evrelerde ise azalma
|
* Tip IV kollajen
içeriğinde artış
|
* Proteoglikan ve
kollajen kaybına neden olacak biçimde matriks yapım ve yıkım hızının
artması
|
|
Tablo 4:Osteoartritli
hastanın izlenmesine önerilen yaklaşımlar
1-
Osteoartrit konusunda bireyin eğitimi
2-
Etkilenen eklemlerin aşırı yüklenmeden korunması
* Obezitenin önlenmesi
* Uygun olmayan günlük ya da mesleki aktivitelerin modifiye edilmesi
* Baston kullanımı
* Şok absorbe eden, yumuşak tabanlıkların
kullanımı
*
Bacak uzunluk farklarının düzeltilmesi
3-
Aerobik kapasitenin Korunması
4-
Eklem hareket ve stabilitesinin korunması
* Düzenli hareket
* Kasları güçlendirmek için hareket
5-
Ağrı ve tutukluluğun azaltılması
* Fizik tedavi
* İntermitan analjezik kullanımı
* Topikal steroid olmayan
anti-inflamatuvar ilaçlar
* Steroid olmayan anti-inflamatuvar
ilaçlar
* İntraartiküler enjeksiyon
* Transkutanöz elektriksel sinir
stimulasyonu
6-
Ağrı ve özgürlüğün etkisinin azaltılması
* Depresyon, anksiyete ya da fibromyalji
gibi durumların tedavisi
* Bireyin yaşadığı çevrede düzenlemelerin
yapılması
7-
Cerrahi
* Persistan ciddi ağrı
*
Özgürlük
Kaynaklar
1- Doherthy M, Jones A, Cowston TE.
Osteoarthritis. In Oxford Texbook of Rheumatology 2nd ed. Eds; PJ Maddison,
DA Isenbeg, P Woo, Glass. P: 1515-1553
2- Hicks JE, Gerber LH. Rehabilitation of
the patient with arthritis and connective tissuse disease. In Rehabilitation
Medicine, principles and Practice 3 th ed. Joel A Delisa and Bruce M Gans
1998. p: 1477-1516
3- Hochberg MC, Altman RD, Brandt KD, Clark
BM, Dieppe PA, Griffin MR, Moskowitz RW, Schinitzer JJ. Guidelines for the
medical management of osteoarthritis. Part I: osteoarthritis of the hip.
Arthritis Rheum 1995;38(11):1535-1540
4- Hochberg MC, Altman RD, Brandt KD, Clark
BM, Dieppe PA, Griffin MR, Moskowitiz RW, Schnitzer JJ. Guidelines for the
medical management of osteoarthritis. Part II: osteoarthritis of the knee.
Arthritis Rheum 1995; 38 (11): 1541-1546
5- Lozada C. J, Altmann RD. Managenment of
osteoarthritis. In Arthitis and Allied Conditions, a texbook of rheumatology
13th Ed. WJ Koopman ed. P: 2013-2027.
|