STED.......STED Kapak

..
 
 
 
Okuduklarımızdan


Son Görüşlerle
Sağlıklı Çocuk Beslenmesi
Prof. Dr. Nevbahar Taneli, Prof. Dr. Baha Taneli
Dokuz Eylül Yayınları, 160 Sayfa, İzmir, Ocak 1998
Kitapta, çocuk beslenmesinde ideal besin olan anne sütünden başlayarak 0-17 yaş arası, sağlıklı çocukların beslenmesinde, temel besinler, miktarları ve öğünlerin nasıl ayarlanacağı son bilimsel gelişmelerin ışığında ve yazarlarının kırk yıllık çocuk hekimliği deneyimlerinin katkısıyla okurın bilgisine sunulmuş. 
Birinci bölümde çocukta beslenme fizyolojisi anlatılmış. Anne sütünün özelliklerinin anlatıldığı ikinci bölümün ardından prematüre beslenmesi özellikleri yer almış. Anne sütünün uygulama yöntemleri, süt salgısının artırılmasının pratik yöntemleri, bunları annelere anlatacak olan hekim, ebe ve hemşirelere en son görüşlere göre iletilmiş. 0-6 ay yapay ya da anne sütüne eklenebilecek besinler, 4-6 aylık bebeklerde anne sütüne eklenebilecek besinler süt çocuğu, oyun çocuğu, okul çocuğu yaşındaki iyi büyüyüp gelişmesi istenen çocukların, hangi temel besinlere gereksinimleri olduğu, bunları en yararlı, en kolay ve en ekonomik  hangi karışımlarla sağlanabilecekleri teknik ve uygulamalı olarak verilmiş. Beslenmede eser elementlerin yerinin anlatıldığı son bölümüm ardından konu ile ilgili tablolar kitabın sonuna eklenmiş.

Adli Otopsi, Cilt l
Zeki Soysal, S. Murat Eke, A. Sadi Çağdır
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yayınları, 1999, İstanbul, 508 sayfa
Gerçek bir demokrasinin en önemli koşullarından biri, adalet sisteminin kusursuz çalışmasıdır. Adaletin doğru bir biçimde oluşabilmesi, akıllı ve tarafsız yargıçların yanı sıra olgu hakkında nesnel ve tarafsız olarak düşüncelerini sunacak olan güvenilir bilirkişilere de gereksinim gösterir. Bu nedenle biz hekimler bilirkişilik görevimizi yerine getirirken, ister hukuk isterse ceza davalarında her zaman bilimsel bir düşünce ile olgu hakkındaki gerçeklere dayalı olarak karar vermeliyiz.
 Bir hekimin otopsiden önce otopsi kesilerini planlaması, gerekli olabilen özel incelemeleri belirlemesi, önemli noktaların atlanmaması için kontrollerin yapılmasını unutmaması gerekir. Otopsiden sonra eksiksiz ve yanlışsız, doyurucu bir raporun hazırlanması zorunludur. Ülkemizde adli otopsiler adli tıp uzmanları yanı sıra pratisyen hekimlerce de verilmektedir. Lezyonların iyi bir biçimde görülebilmesi, gösterilebilmesi ve usulüne uygun bir raporun hazırlanabilmesi ancak otopsi tekniği ile ilgili kurallara uyulması ile olanaklıdır. "Hiç kimse yalnızca dersleri dinleyerek ya da okuyarak bu bilim dalını öğrenebileceğini sanmasın. Asıl gerekli olan gözle görmek ve elle dokunmaktır." (Mondino). Dolayısıyla özellikle deneyimsiz olanlar kuralları bütün ayrıntıları ile uygulamak zorundadırlar. Üç cilt olarak yayımlanan kitabın bu ilk cildinde otopsi olgusu pek çok yönüyle (tarihçe, olay yeri incelemeleri, ilgili yasa maddeleri, otopsi yapılırken kullanılan giysiler, otopsi salonunda ilkyardım işlemleri, otopsi olgularında fotoğraf çekimi, DNA analizi, otopsi sırasında yapılabilecek basit deneyler, rapor örnekleri...) ele alınmış. Konuların daha iyi kavranması için otopsi tekniği ve lezyonlarla ilgili pek çok çizim kitapta yer almış.
 Sağlık Şurası’na gelen dosyalarda adli olgularla ilgili bilirkişi raporlarındaki hataların önemli bir yer kaplaması konu ile ilgili bilgilerimizi yenilemek ve artırmak gerekliliğini çarpıcı bir biçimde, somut olarak ortaya koymaktadır. Kitabın bu gereksinimi gidermede önemli bir katkısı olacaktır.
“...Sağlık Bakanlığı hatta Hükümet sağlık konusundaki yanlış yapılanma ve tasarruf politikalarından vazgeçip gereken desteği sonuna kadar vermelidirler.” 
 “...sağlık giderlerini oldukça azaltabilecek tek reformun sağlık ocaklarını desteklemek olduğunu biran önce görmeleri gerekir.”
 Yazınızdan yaptığımız iki alıntı ülkemizde yaşanan sağlık sorunlarına, yaşamın içinden, sıkıntıyı yüreğinde duyumsayan sizlerin bakışını, çözüm önerisini ne kadar net ortaya koyuyor. Koruyucu sağlık hizmetleri yerine kimi çevreler adına daha kazançlı tedavi edici yaklaşım yeğleniyor. Sağlık ocakları koruma derneklerinin, çalışanlar ise yoksulluk sınırında ikinci, üçüncü işlerin zorunluluğuna bırakılıyor.   Türkiye'de sağlık hizmetlerinin olması gereken yapısında, sağlık ocaklarının temel direk olduğunun anımsatılması ve bu kurumların desteklenmesinin öneminin vurgulanması nedeniyle, sağlık hizmetlerinden sorumlu tüm kurum ve kuruluşların çalışmalarına ışık tutması amacıyla Balveren Sağlık Ocağı yazısının dikkatli okunması gerekmektedir. 
 Balveren Sağlık Ocağı çalışanları, sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde özverili, duyarlı, bilinçli ve istekli olmanın ne kadar önemli olduğunu gözlerimizin önüne sermekteler. Sağlık ocağı çalışanlarının bağışıklama, aile planlaması, çevre sağlığı konularında yaptıkları çalışmalar ile sağlıklı bir toplum yaratmak için gereken en önemli adımları atmış bulunmaktalar. 
  Sağlık ocağı personelinin özverili ve bilinçli çalışmaları için teşekkür eder, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi için gösterdikleri duyarlılığın sürekliliğini dileriz.
 Bilimsel ve dostça kalın.
 

.............................................Başa Dön.....Sayfa Başı