Dr. Rana Güven
Uz.; Halk Sağlığı, Köy Hizmetleri
Ankara İl Md. İşyeri Hekimi,
Beş yıldır kamuya ait bir işyerinde kurum ve işyeri hekimi
olarak görev yapmaktayım. İşyerinde kadrolu işçiler yanısıra mevsimlik
işçiler de çalışmaktadır. İşten çıkarılmama sözü verilmesine karşın Aralık
1998 tarihinde işten çıkarılan mevsimlik işçiler çeşitli tepkilerle bu
olayı protesto ettiler. Bu arada; bir grup mevsimlik işçinin "açlık grevi"
ne başladıkları haberi geldi.
On dört yıllık meslek yaşamımda çeşitli adli olaylarla karşılaştım,
ancak "açlık grevi" ile ilk kez karşılaşıyordum. Haber geldiğinde bir süre
ne yapmam gerektiğini düşündüm. Kimler açlık grevine başlamıştı bilmeliydim.
Onları görmek istiyordum. Acaba yöneticiler bu olayı nasıl karşılamıştı?
İşyeri lokalinde olduklarını biliyordum, ama yönetimin tutumu hakkında
bilgim yoktu. Emniyet görevlilerinin geldiğini öğrenmiştim. İşyeri sendika
temsilcisinin "Birlikte işçi arkadaşları görmeye gidelim" çağrısını bir
an tereddüt ederek reddettim. Öncelikle grevdeki işçilerin listesini istedim.
Bu arada biraz düşünme payım olacaktı.
Bir hekim olarak gönlüm ve bilgim onların durumu hakkında yeterince
bilgi sahibi olmam gerektiği yönündeydi. Aynı işyerinde çalışan bir hekim
olarak yönetimin onaylamadığı bir olayda taraf olmak da beni tedirgin ediyordu.
Bu arada sendikacı arkadaşlar grevde olan 31 işçinin listesini getirdiler.
Birlikte çalıştığımız doktor arkadaşımla birlikte bu işçilerin periyodik
inceleme ve sağlık kartlarını çıkartarak sağlık durumlarını inceledik.
Beş işçinin daha önceden peptik ulkus, mide kanaması, koroner arter hastalığı,
yüksek tansiyon gibi tanılar aldığını gördük.
Bu sırada idarecilerin ısınma, yatak, battaniye ve sıvı-şeker
alımı için çay ocağını gece de açık tutarak destek verdiklerini öğrendik.
Bu haberin rahatlığı ile işçileri görmeye gittiğimizde; yerde, yönetimin
verdiği yataklar üzerinde battaniyelerle yatan 31 işçiyi gördük. Öncelikle
sıvı-şeker-tuz alınıp alınmadığını denetledikten sonra açlık grevi yapmalarını
sakıncalı gördüğümüz beş işçiye açlığın sağlıklarını daha çabuk bozacağını
ve oluşabilecek komplikasyonları anlattık. Bir hekim olarak bu bilgilendirmeye
kendimizi zorunlu hissettiğimizi ancak yine de kararın kendilerince
verilmesini istedik.
Dört işçi bu uyarı ile greve son verdi. Mide kanaması öyküsü
olan bir işçi ise sürdürmeye kararlı olduğunu söyledi. Sıvı alımı ve ısınma
konusunda uyarılarda bulunarak yanlarından ayrıldık. Gece boyunca da ambulansın
kapıda hazır olacağını bildirdik.
Ertesi sabah mesaiye büyük bir merak ve endişe ile gittim. Gece
bir sorun yaşanmadığını öğrendik. Ancak bir saat geçmeden; bir gün önce
inatla grevi sürdüren mide kanaması öyküsü olan işçinin kötüleştiğini ve
ambulansla getirilmekte olduğunu öğrendik. Hastaya gerekli tedavisi yapılarak,
gözleme alındı. Aynı gün grupla görüşmeye gelen kişilerin varlığını
haber almıştık ki ardarda konversiyon reaksiyonu ile iki işçi daha ambulansla
işyeri sağlık birimine getirildi. Bu arada hastalarla görüşmek isteyen
arkadaşları, sendikacılar ve basın çalışanlarına onları yalnız bırakmalarının
daha doğru olduğunu söyledik. Hasta arkadaşlarını görmeye gelen işçiler;
tedavilerin grevin sürdüğü lokalde yapılmasının daha etkili olacağını söyleyerek
onları hastaneye göndermememiz yönünde baskı oluşturmaya çalıştılar. Amaçları
daha fazla dikkat çekmekti.
Grev üç gün sürdü; işçiler amaçlarına ulaşamamamış, aynı gün
yeni bir haber Türkiye gündemine oturup dikkatleri o yöne çekmişti.
Bu örnekten hareketle "açlık grevi" ile karşı karşıya kalabilecek
hekimlere kolaylık sağlaması amacı ile Dünya Tabipleri Birliği'nin 1991
yılında yayınladığı "Açlık Grevcileri Üzerine Malta Bildirgesi" aşağıda
sunulmuştur:
Tanım:
Açlık grevcisi zihinsel olarak ehliyetli, açlık grevine kendi
iradesi ile karar vermiş, bu nedenle belirli bir zaman içinde yiyecek ve/ya
da sıvı almayı reddeden kişidir.
Genel Yaklaşım:
1. Açlık grevi ile karşı karşıya olan hekimler aşağıdaki özetlenmeye
çalışıldığı biçimde birbiriyle çelişen değerlerle karşı karşıyadırlar:
Yaşamın kutsallığına saygı gösterilmesi her insan için etik bir
zorunluluktur. Hekimlik mesleğinde bu durum daha da önemlidir, hekim hastanın
yaşamını sürdürmek ve hastanın yararı için sanatının bütün gereğini yerine
getirmelidir.
Hastanın kendi aldığı karara saygı göstermek hekimin görevidir.
Hekim, girişimde bulunmadan hastayı durumdan bilgilendirerek iznini alır,
ancak acil girişim durumları ortaya çıktığında hastanın iyiliği için hekim
elinden gelen her uygulamayı yapmak zorundadır.
2. Bu çelişki özellikle girişimi reddettiği konusunda açık bir
beyana sahip olan açlık grevcisi komaya girdiğinde ve ölmek üzere iken
ortaya çıkar. Etik yükümlülükleri açısından doktor hastanın iradesine aykırı
da olsa hastayı yaşama döndürmek zorundadır. Mesleki sorumluluğu açısından
ise, hekim hastanın kendi iradesine saygı göstermek durumundadır.
Girişim yapmak hastanın kendi iradesine aykırı bir durumu ortaya
çıkarabilir.
Girişimde bulunmama durumunda ise hekim önlenebilir trajik bir
ölümle karşılaşabilir.
3. Açlık grevinde olan kişiyle hekim arasında bir hekim-hasta
ilişkisi vardır; hekim herhangi bir hastasıyla girdiği ilişkide olduğu
gibi, uygulamasını telkin ya da tedavi yolu ile yapabilir.
Bu ilişki, hasta bazı tedavi ve girişimleri
kabul etmese de sürebilir.
Bir hekim açlık grevcisinin bakımını üstlendiği
andan başlayarak o kişi hekimin hastası olur. Bu durumda hasta-hekim ilişkilerindeki
tüm uygulama ve sorumluluklar, karşılıklı güven ve gizlilik de dahil olmak
üzere geçerlidir.
4. Son karar temel çıkarları hastanın iyiliği olmayan üçüncü
tarafların müdahalesine bakılmadan hekimin bireysel insiyatifine terk edilmelidir.
Fakat doktor hastasının tedaviyi reddetme kararına saygı gösterip göstermeyeceği
konusunda ve koma halinde yapay beslenme ve dolayısı ile ölüm riski konularında
hastasını bilgilendirmelidir. Eğer doktor hastanın tedaviyi reddetme kararını
kabul etmeyecekse, hastanın başka bir doktora yetki vermesine olanak tanınmalıdır.
Açlık Grevcilerinin Bakımı İçin Ana Hatlar:
Tıp mesleğinin temel ilkesi yaşamın kutsallığı olduğundan, açlık
grevi yapanların bakımını üstlenen hekimlere aşağıdaki uygulamalar önerilmiştir:
Etik Yaklaşım:
1. Hekim olanaklı ise hastanın ayrıntılı tıbbi öyküsünü alır.
2. Hekim, açlık grevinin başında kişinin tam fizik incelemesini
yapar.
3. Hekim ya da diğer sağlık çalışanları açlık grevinin kırılması
için herhangi bir baskı yapmaz. Tedavi ya da bakım bu amaçla kullanılamaz.
4. Açlık grevinin tıbbi sonuçları net bir biçimde grevciye hekim
tarafından aktarılır, ayrıca kişiye özel tehlikeler de belirtilir. Bilinçli
bir karar ancak sağlam bir iletişim temelinde alınabilir. Eğer istenirse
çevirmen kullanılmalıdır.
5. Eğer açlık grevindeki kişi, başka bir hekimin görüşünü de
isterse ya da ikinci bir hekimin tedavisini sürdürmesini arzu ederse, bu
sağlanmalıdır. Eğer açlık grevcisi tutukluysa, bu görevli cezaevi hekiminin
organizasyonuyla gerçekleştirilir.
6. Açlık grevcileri genellikle enfeksiyonların tedavisini ve
ağızdan sıvı alımını (ya da damardan serum) kabul ederler. Bu tarz bir
girişiminin reddedilmesi hastanın sağlığının diğer yönlerine ilişkin bir
önyargı oluşturmamalıdır. Hastaya yapılacak herhangi bir girişim de kişinin
rızası mutlaka alınmalıdır.
Diğer Maddeler:
1. Hekim, açlık grevindeki kişiyi hergün denetleyerek grevi sürdürmeyi
isteyip istemediğini saptar aynı zamanda doktor, günlük olarak hastayı
ziyaret ederek bilinç yitimi durumunda tedavinin ne olacağına ilişkin hastanın
isteğini öğrenir. Bütün bu gelişmeler, hekimin kişisel kayıtlarına yazılır
ve gizliliğinden hekim sorumludur.
2. Eğer hastanın bilinci bulanır ya da komaya girip kendi başına
karar alamayacak durumda olursa, hekim açlık grevi sırasında aldığı kararı
her durumda dikkate alarak ve bu bildirgenin dördüncü maddesini göz önünde
bulundurarak hastanın iyiliği için tedaviyi sürdürüp sürdürmeme kararı
konusunda özgürdür.
3. Açlık grevi yapan kişi baskı altında tutulabileceği ortamlardan
korunmalıdır. Bu durum onun için diğer açlık grevi yapanlardan ayrılmasını
da gerektirebilir.
4. Hastanın ailesini bilgilendirmek hekimin sorumluluğundadır.
Ailenin bilgilendirilmemesi ancak açlık grevcisinin isteme ile olur.
Kaynaklar:
1- Eren, N.,Uyer,G., "Sağlık Meslek Tarihi ve Ahlakı"Hatipoğlu
yayınları,Ankara,1991.
2- "Etik bunun neresinde ",ATO Yayınları,Ekim 1997.
3- "İnsan Hakları" Özel sayı, Toplum ve Hekim ,TTB
Yayınları, Eylül-Aralık 1996.
4- Soyer ,A., Hekimlik, Tıbbi Etik ve İnsan Hakları
Uluslararası ve Ulusal Belgeler ,TTB Yayınları,Haziran 1996.
5- "Türk Tabipleri Birliği Etik Kurul Görüşleri",
TTB Yayınları, Haziran 1998.
|