......... |
BİR DANIŞTAY KARARI IŞIĞINDA TABİP
ODASI, SSK VE “HEKİM YETKİSİ” Av. Ziynet ÖZÇELİK
TTB Hukuk Bürosu
Türk Tabipleri Birliğinin, 1997 yılında "Hekim
Yetkisi" konulu genelgesinin iptali için Sosyal Sigortalar kurumu aleyhine Danıştay
10.Dairede açtığı dava Mart 1999'da sonuçlanmıştır. (E.1997/552, K.1999/682) SSK
genelgesini iptal eden gerekçe kararda, Türk Tabipleri Birliğinin işyeri hekimlerini
atama ve çalışma onayı verme yetkisi tartışılmıştır. Anılan karar, Türk
Tabipler Birliği ve tabip odalarının konuya ilişkin görüşleri ve uygulamaları ile
paralellik göstermektedir. Aşağıda genelge ile ilgili süreçten sözedilerek Danıştay
kararı ve sonuçları ele alınacaktır.
1-SÜREÇ
Sosyal Sigortalar Kurumu, anılan genelgede işyerinde hastalanan işçilere SSK adına
tedavi edici hekimlik hizmeti verilmesine ilişkin işyeri hekimleri ile yapacağı anlaşmalarda
tabip odalarının çalışma onayını aramayacağını belirtmiştir. Bu genelge ile
tabip odasının işyeri hekimlerinin atanması ve devamına ilişkin süreçteki etki ve
varlığına son verilmesi amaçlanmıştır. Nitekim TTB adına açılan iptal davasında
Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu da SSK yanında
davaya müdahil olarak katılmış ve TTB'nin bu süreçte yer almaması gerektiğini
hararetle savunmuştur.
Türk Tabipleri Birliği tarafından, genelgenin iptali istemi ile açılan dava da özetle
iki sav ileri sürülmüştür:
Birincisi SSK, kurum kanunun 114. maddesinde de belirtildiği üzere hukuka uygun olarak işyeri
hekimliği yapmak üzere atanmış işyeri hekimleri ile kendi üstlendiği sağlık
hizmetlerinin verilmesi için anlaşma yapabilir. Tabip odasının çalışma onayı verdiği
işyeri hekimi hukuka uygun olarak atanmış hekimdir. Aksi halde bir işyeri hekiminin
varlığından hukuken söz edemeyiz. İşyeri hekiminin atanması ve çalışma onayının
verilmesine ilişkin tabip odasının hak ve yetkileri ise gerek 6023 sayılı Türk
Tabipleri Birliği Kanunun 5. maddesinde, gerekse İşyeri Hekimlerinin Çalışma Şartları
ile Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmeliğin (RG 4.7. 1980, No:17037)
7. maddesinde düzenlenmiştir. SSK işyerinde sağlık hizmeti
sunumundan yararlanacağı hekimlerin yöntemine uygun atanıp atanmadığına bakmakla yükümlüdür.
Genelge ile belirtilen hukuksal düzenlemeleri ortadan kaldırıcı bir düzenleme
getirilmiştir.
İkinci sav ise Sosyal Sigortalar Kurumunun işyeri hekimlerinin atanma ve çalışma
onaylarına ilişkin alanda yetkisinin bulunmaması nedeniyle düzenleme yapamayacağı,
genelgenin bu nedenle de hukuka aykırı olduğudur.
SSK davaya verdiği yanıtlarda; tabip odalarının işyeri hekimliği alanındaki
uygulamaları nedeniyle, tabip odası ile işverenler ve hekimler arasında sorunlar yaşandığı,
esasen tabip odasının işyeri hekimlerinin atanması konusunda yetkisinin bulunmadığı,
SSK'nun bu alanda düzenleme yapabileceği ve tabip odasının çalışma onayını
aramakla yükümlü olmadığını ileri sürmüştür.
2-DANIŞTAY KARARI
Mart 1999’da, verilen ve genelgeyi iptal eden Danıştay 10. Dairenin kararı işyeri
hekimliği ve işçi sağlığı alanının bütün tarafları için önem taşımaktadır.
Ancak özellikle atama ve çalışma onayı verme yetkisine sahip olan tabip odaları için
ise ayrıca bir öneme ve önümüzdeki dönem için yol gösterici bir niteliğe
sahiptir. Kararda belirtilen önemli noktalar şunlardır;
İşyeri Hekimlerinin Çalışma Şartları ile Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmeliğin
7. maddesinde hekimlerin atanması yöntemi belirlenmiştir. İşverenler mahalli tabip
odası aracılığı ile işyeri hekimi atayabilir. Hekimin tabip odası aracılığı ile
atanması hukuksal düzenleme gereğidir.
-6023 Sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu 5. maddesinde, işyeri hekimlerinin çalıştıkları
yerlerin sağlık hizmetlerinden ayrı olarak başka bir işyerinde ya da başka bir kurum
adına ikinci bir görev yapmalarına elverişli bulunduğunun tabip odalarınca kabul
edilmeleri zorunluluğu getirilmiştir.
-506 Sayılı SSK Kanunu'nun 114. maddesi ile işyeri hekimlerine bu görevleri yanında,
SSK'nun üstlendiği sağlık hizmetlerini yerine getirebilme olanağı da tanınmıştır.
-Getirilen hukuksal düzenlemelerle "... işyeri hekim sıfatıyla işçilerin işe
giriş muayenelerinin yerine getirilmesi, işçilerin aralıklı kontrol muayenelerinin
yapılması, iş kazası ve sürekli hastalık halinde dönüş muayenelerinin yapılması,
kaza halleri için işyerinde ilkyardım organizasyonunun ve acil tedavinin yapılması,
koruyucu aşıların yapılarak izlenmesi... gibi görevleri üstlenen doktorların, bu görevlerini
aksatmadan Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan da "Hekim Yetkisi" alarak, bu kurumun
üslendiği muayene ve tedavi hizmetlerini de sağlık standartlarına uygun olarak yerine
getirip getiremeyeceğinin tabipler odasınca değerlendirilmesi amaçlanmıştır".
-İşyeri hekimlerinden, kendisinin yükümlü olduğu sağlık hizmetlerinin sunumundan
da yararlanabilmesi öngörülen SSK'na, bu alanın dışında işyeri hekiminin atanması
konusunda esasları belirleme ve düzenleme yapma yetkisi tanınmamıştır.
SSK işyeri hekimiyle yapacağı anlaşmalarda esas alacağı konuları düzenlemek yerine
yetkisinin bulunmadığı bir alan olan "işyeri hekimi atanması" konusunda,
tabip odasından izin belgesi alınması yolundaki yasal zorunluluğu da kaldırır
nitelikte bir düzenleme yapılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu genelgede 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanununa uyarlık
görülmemiştir.
SONUÇ
Ana noktalarıyla yer verdiğimiz Danıştay kararı ile tabip odalarının işyeri
hekimlerinin atanmaları ve çalışma onaylarının verilmesinde düzenleme ve işlem
yapmaya tek yetkili kurum olduğu, Sosyal Sigortalar Kurumunun bu alanla ilgili düzenleme
yapmaya yetkili olmadığının altı çizilmiştir.
Anılan karar ile tabip odalarının önüne yeni bir görev de getirilmiştir. Kararda işyeri
hekimlerinin tabip odası aracılığı ile atanacağı ve tabip odasının işyeri
hekimliği görevi için çalışma onayının zorunlu olduğu belirtildikten sonra, bu
hekimlerin SSK'dan "hekim yetkisi" alabilmeleri için bu görevi de yapıp
yapamayacaklarının tabip odası tarafından ayrıca inceleneceği ve uygunsa onay
verileceği belirtilmiştir. Bundan böyle hekimlerin SSK adına işyerinde sunacakları
sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere yapacakları her türlü muayene ve tedavi
hizmetleri için tabip odalarının değerlendirme yapmaları, yerine getirilmesi gereken
bir görev olarak durmaktadır.
|