Aile hekimlerinin 2019-2020 sözleşme dönemine ilişkin talepleri Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve TTB Aile Hekimliği Kolu tarafından 17 Aralık 2018 günü düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu.

TTB’de gerçekleştirilen basın toplantısına TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, TTB Merkez Konseyi üyesi Prof. Dr. Çetin Atasoy, TTB Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Filiz Ünal ile Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Gül Bakır katıldılar.

Basın açıklamasını okuyan Dr. Filiz Ünal, aile hekimlerinin yeni sözleşme dönemi öncesinde 22 talebi bulunduğunu belirterek, “İşveren değil iş güvenceli aile hekimi, dayatma değil karşılıklı belirlenmiş sözleşme koşulları, yaz-boz tahtası değil, kurumsal-kamusal sağlık hizmeti istiyoruz” diye konuştu.

Basın açıklamasının tam metni aşağıdadır:

17.12.2018

BASIN AÇIKLAMASI

İŞVEREN DEĞİL, İŞ GÜVENCELİ AİLE HEKİMİ,
DAYATMA DEĞİL, KARŞILIKLI BELİRLENMİŞ SÖZLEŞME KOŞULLARI,
YAZ-BOZ TAHTASI DEĞİL, KURUMSAL-KAMUSAL SAĞLIK HİZMETİ İSTİYORUZ!

Aile hekimliğinin 2005 yılında Düzce’de pilot olarak başlamasıyla birinci basamak hekimliğinin gündemine giren performansa dayalı çalışma, bu yıl yine güvencesizlik ve sayısız hak kaybı içeren tek taraflı, dayatma bir sözleşme ile 7950 aile sağlığı merkezinde çalışan yaklaşık 24 bin aile hekiminin karşısına çıkacak. Üstelik bu kez, 5 Aralık 2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7151 sayılı sağlık torba yasasının 26 ve 27 maddeleri ile yeni hak kayıpları ve sorumluluklar getirerek…

Bu yeni düzenleme ile “aile hekimleri ferden veya müştereken personel çalıştırabilir ve işveren olabilir.” denilerek,  aile hekimlerine yeni bir sorumluluk yüklenmektedir. Bunun anlamı aile hekimliğinin tamamen kamusal hizmet alanının dışına itilmesi ve aile hekimlerinin kamu çalışanı olarak değil, kar eden özel sağlık işletmecisi olarak tanımlanmasıdır.

Ayrıca bu yasayla aile hekimlerinin yıllardır verdikleri ve hep kazandıkları hukuk mücadelesine rağmen “ ücretli izin hakları” yine göz ardı edilmiş, tek birimli aile hekimlerinin ve vekâlet veremeyen aile hekimlerinin ücretli izin kullanmaları fiilen engellenmiştir.

Yine bu yasayla, devlet memuru olmadan aile hekimliği sözleşmesi imzalayan hekimlerin, diğer hekimlerden farklı olarak çalışma süreleri 65 yaş ile kısıtlanmış ve bu alanda bir eşitsizlik yaratılmıştır.

Yeni yasayla halkın aile hekimini belirleme hakkı da kısıtlanıp, bu konuda sağlık müdürlüklerine -istedikleri hastayı istedikleri hekime atamak gibi- kötüye kullanılabilecek bir yetki verilmiştir. Yaşadığımız tecrübeler göstermiştir ki yerel idareler merkezden aldıkları benzer yetkileri her zaman ya adam kayırma ya da baskı, sindirme ve cezalandırma aracı olarak kullanmışlardır.

Bizler TTB Aile Hekimliği Kolu olarak; Sağlık Bakanlığı’nı yeniden uyarıyor ve yeni dönem sözleşmelerinde aşağıda belirlediğimiz taleplerimizi içeren düzenlemelerin dikkate alınması için kararlılıkla mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ AİLE HEKİMLİĞİ KOLU


Aile hekimlerinin talepleri için tıklayınız.